Demokratik işleyiş, parti içi demokrasi ve her organın kendi sorumluluğunu yerine getirmesi anlamında bu kararı bir yere oturtmak mümkün değil.

Türkiye siyasal açıdan çok kritik bir dönemden geçerken sosyal demokrat bir partide Parti Meclisinin bütün yetkisini Genel Başkana devretmesini anlamak mümkün değil.

Demokratik işleyiş, parti içi demokrasi ve her organın kendi sorumluluğunu yerine getirmesi anlamında bu kararı bir yere oturtmak mümkün değil.

Bugünün dünyasında sosyal demokrat bir partinin iki tarihsel misyonu bulunmaktadır.

Birincisi; her türlü ilericilik misyonunu yitirmiş, dünya halkları için savaş ve katliamlar, geniş kitleler için baskı ve sömürüden başka bir şey veremeyen kapitalizmin saldırılarına karşı bütün ezilenlerle birlikte mücadele vermek.

Kar daha çok kar hırsıyla işçiler, emekçiler ve geniş ezilen yığınlar için dayatılan kölelik koşullarını düzeltmeye çalışmak. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş güvencesi, örgütlenme özgürlüğü ve sosyal hakların genişletilmesi için mücadele etmek.

İkincisi; özgürlük ve demokrasiyi kendi iç işleyişinde ve ilişkilerinde yaşatarak örnek olmak. Alınan kararlar, üretilen politikalar ve atılan adımların her anlamda sorumluluğunu, başta ilgili organlar olmak üzere olabildiğince geniş kitlelere yaymak, onlarla paylaşmak ve desteğini almak.

Eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işletmek, fikir özgürlüğüne elverişli ortam hazırlamak gerekir. Eksik ve hataları kabul etme, sonuçlarına katlanmada demokratik sorumluluk pratiğini cesaretle sergilemek gerekir.

Diğer türlü, demokrasi bilinci ve inancını kendi içinde yaşatamayan bir partinin yönetici organları durumuna düşülmüş olur. PM kendi katkı, etkileme ve denetleme hakkı ve sorumluluğunu parti genel başkanına devredemez. Bu ne genel başkanın elini güçlendirir, nede ilgili organların sorumluluğunu azaltır.

Bu ülkede Kurtuluş Savaşı’nı Meclis’le yöneten bir gelenek var. Savaş koşullarında demokrasiyi işleten bir gelenek, bir tarihsel miras var. ‘’Tek adam’’ tek adam iken demokrasi ve devrime olan inancıyla tek adamlığı ret etmiştir.

Sosyal demokrasi belirli bir siyasal bilinç, kavrayış, sorgulama kültürü ve cesareti taşıyan insanların tercihidir. İlerici, yurtsever, düşünen insanların bir araya geldiği bir siyasal platformdur. Lider sultası ve sosyal demokrasi yan yana düşünülemez. Yoksa kurtarıcı bekleyen toplumun bilinç düzeyi düşük, eğitimsiz yığınlarından ne farkımız kalır.

Sosyal demokrat bir partide, parti içi demokrasi ne kadar eksiksiz ve sağlıklı işlerse başarı düzeyi de o kadar ileri olur.

Av. İlkay Orhan
CHP 25. Dönem İstanbul Milletvekili Adayı